8 Temmuz 2016 Cuma

Kent


Kent

' 'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim' dedin.
'Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya
-bir ceset gibi- gömülü kalbim
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
boşuna bunca yılı tükettiğim ülkede'
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın
bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. Aynı mahallede koşacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka
bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir
bütün yeryüzünde'


Konstantin Kavafis

3 Temmuz 2016 Pazar

Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

Kitabın adı, şair John Donne’ın bir katedralde başrahip olduğu dönemdeki vaazlarından birinden alıntıdır. Vaazların metinleri sonradan yayınlanmıştır.
“Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor.” John Donne

12 Haziran 2016 Pazar

Yalnız İnsan

Yalnız insan merdivendir
Hiçbir yere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan

Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır ne haz verir
Dokunduğu küldür uçar
Sunduğu tozdur silinir

Yalnız insan yok ki yüzü
Yağmur çarpan bir camekan
Ve gözünden sızan yaşlar
Bir parçadır manzaradan

Yalnız insan kayıp mektup
Adresimi yanlış nedir
Sevgiler der fırlatılır
Kimbilir kim tarafından

Louıs Aragon

3 Eylül 2015 Perşembe

Küçük Gün Işığım

Gerçek bir kaybeden, kazanamamaktan korkup denemeyendir.

(Film repliklerinden-Büyükbabaya ait)

Yeniliş

Açılmamış bir şarap şişesiydim
Ki öyle kaldım
Acımı köpürtmedim
İçime sağdım
Gözyaşlarımı göstermedim
Ki sildim
Özgürlüğüm beni tutsak düşürdü
Başaramadım

İçimde kara kara bulutlar sallandı
Ki sallandılar
Dışarı yağamadım

Ve yenildim ve sustum.

(Edip Cansever)

23 Ağustos 2015 Pazar

Yaşam Cesaret, Risk İster

İlaria diye düşünüyordum; bostanını ekip ilk bitkilerin filizlendiğini görünce, bir şeyin onlara zarar vereceğinden korkan bir çiftçiye benziyor. Bunun üzerine suya ve rüzgara dayanıklı bir naylon örtü alıp üzerlerini kapatıyor, sonra tırtıllardan ve zararlı böceklerden korumak için bol bol ilaç sıkıyor. Hiç dur durak bilmeden uğraşıyor; gece gündüz bostanını nasıl koruyacağını düşünmediği bir an bile yok. Derken bir sabah naylon örtüyü kaldırdığında tüm bitkilerin çürüyüp solduklarını görüp hayretler içinde kalıyor. Onları kendi hallerinde büyümeye bıraksaydı bazıları gene ölürdü ama bazıları da dayanır, yaşardı. Onun diktiklerinin yanında rüzgarın ve böceklerin taşıdıkları da yetişirdi. kimi ayrık otu olur, yolunur ama bazıları da çiçek açar ve renkleriyle bostanın tekdüzeliğini yok ederlerdi. Anlıyor musun? Böyledir bu dünya, yaşam cömertlik ister. İnsanın kendi içindeki karakteri yetiştirmesi; ama bunu yaparken de çevredeki hiçbir şeyi algılamaması, hâlâ soluk alsa da ölü olmaya benzer.

Susanna Tamaro- Yüreğinin Götürdüğü Yere Git

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Ayna

Çocuğumuz veya herhangi bir kişi bize sorununu anlatmak istediğinde yapabileceğimiz en yardımcı yaklaşım, söylediklerini iyice dinlemeye çalışıp (bedensel dinleme ve dikkat) söylenenleri kısaca özümleme ve varsa duygularını ifade edebilmesine yardımcı olmaktır. Buna katılımlı dinleme denir.  Bu tekrarın ve özümlemenin içine dinleyicinin sorunu olan kişide algıladığı duygular da eklenirse konuşan kişi daha çabuk ve kolay rahatlamış olur. Bunu yapabilmek için de konuşan kişiyle empati kurmak gerekir.
....
Bunun dışında konuşan kişini sözlerinin yorumsuz tekrarı, kişiyle kendini yani sorununu karşı karşıya bırakacağından, sorun gerçek yüzüyle gözükür. Bunu aynaya bakan bir kişiye benzetebiliriz. Giyindikten sonra aynaya bakarak nasıl göründüğümüzü görmek isteriz. İyi bir ayna görüntümüzü aynen yansıtarak bize saçımız iyi taranmışsa belirtir, eteğimiz sarkıyorsa farkına varmamızı, elbisemizde leke varsa görmemizi sağlar. Ancak iyi olmayan ayna, çarpıtan bir ayna (lunaparklarda rastladığımız aynalar gibi) bizi gerçekte olduğumuz gibi göstermediği gibi, görünümümüz hakkında yanlış fikirler verebilir. Yorumlar da çarpıtıcı aynalar gibidir. Olayları, gerçekleri olduğu gibi yansıtacağına onları çarpıtırlar. İyi dinleyici, yorum getirmeyen yani çarpıtmayan bir ayna gibidir. Konuşanın sözlerini tekrar etmekle ona söylediklerini yansıtıp kendinin de duymasını ve görmesini sağlar. Yani, kişinin söylediklerini bir nevi kendisine dinletir. Bu, katılımlı dinlemeyle mümkünür.

(Leyla Navaro- Beni Gerçekten Duyuyor musun?)