Çocuğumuz veya herhangi bir kişi bize sorununu anlatmak istediğinde yapabileceğimiz en yardımcı yaklaşım, söylediklerini iyice dinlemeye çalışıp (bedensel dinleme ve dikkat) söylenenleri kısaca özümleme ve varsa duygularını ifade edebilmesine yardımcı olmaktır. Buna katılımlı dinleme denir. Bu tekrarın ve özümlemenin içine dinleyicinin sorunu olan kişide algıladığı duygular da eklenirse konuşan kişi daha çabuk ve kolay rahatlamış olur. Bunu yapabilmek için de konuşan kişiyle empati kurmak gerekir.
....
Bunun dışında konuşan kişini sözlerinin yorumsuz tekrarı, kişiyle kendini yani sorununu karşı karşıya bırakacağından, sorun gerçek yüzüyle gözükür. Bunu aynaya bakan bir kişiye benzetebiliriz. Giyindikten sonra aynaya bakarak nasıl göründüğümüzü görmek isteriz. İyi bir ayna görüntümüzü aynen yansıtarak bize saçımız iyi taranmışsa belirtir, eteğimiz sarkıyorsa farkına varmamızı, elbisemizde leke varsa görmemizi sağlar. Ancak iyi olmayan ayna, çarpıtan bir ayna (lunaparklarda rastladığımız aynalar gibi) bizi gerçekte olduğumuz gibi göstermediği gibi, görünümümüz hakkında yanlış fikirler verebilir. Yorumlar da çarpıtıcı aynalar gibidir. Olayları, gerçekleri olduğu gibi yansıtacağına onları çarpıtırlar. İyi dinleyici, yorum getirmeyen yani çarpıtmayan bir ayna gibidir. Konuşanın sözlerini tekrar etmekle ona söylediklerini yansıtıp kendinin de duymasını ve görmesini sağlar. Yani, kişinin söylediklerini bir nevi kendisine dinletir. Bu, katılımlı dinlemeyle mümkünür.
(Leyla Navaro- Beni Gerçekten Duyuyor musun?)